Ana Sayfa
...
Ahbaplığa dökmüş , biraz da pöh pöhlemiş:
-İyi ense yapmışsınız maşallah! Demiş.
-Sizin de elinizde bayım, demiş köpek,
Benim gibi beslenmek.
Bırakın şu ormanları , beni dinleyin.
Yaşamak değil bu sizlerinki.
Hep böyle sefil, perişan, serseri,
Açlıktan ölmek hepinizin kaderi.
Nedir bu canım,
Ne rahat uyku, ne rahat lokma,
Herşeyiniz can pahasına.
Gelin benimle de dünya varmış deyin.
Kurt sormuş:
-Orda işim ne olacak benim?
-Hiç canım, demiş Çomar,işten değil:
Fakir fukaraya saldırmak,
Evin adamına kuyruk sallamak,
Efendine hoş görünmek, hepsi bu kadar.
Buna karşı yağlı gündelik;
Bütün artıklar senin:
Tavuk kemiği mi istersin,
Güvercin, bıldırcın kemiği mi istersin!
Üstelik sırtın okşanır sabah akşam.
Kurdun ağzı kulaklarına varmış
Gözleri dolmuş sevinçten.
Tutmuş yolu giderlerken
Kurt, köpeğin boynunda bir iz görmüş çepeçevre.
-Bu da nesi? Demiş.
-Hiiç, demiş köpek.
-Hiç ama ne?
-Değmez söylemeye, nenize gerek?
-Söyleyin canım, merak ettim.
-Tasmanın yeri olacak;
Hani bağlıyorlar ya arada bir...
-Ne? Bağlıyorlar mı? Demiş kurt;
Öyleyse her istediğiniz yere gitmek yok!
-Her zaman yok, ama ne çıkar bundan?
-Ne mi çıkar? Bundan çıkar ne çıkarsa!
Sizin olsun eti de, kemiği de;
Dünyaları verseler, yokum bu işte.
Böyle demiş kurt çelebi, der demez de çekip gitmiş.
Gidiş o gidiş.
La Fontaine
Çev:Sabahattin Eyuboğlu
Kurtla Köpek
Haziran 25, 2006
Gönderen albatroslar zaman: 22:51
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder